Matematik Öcü Değil O Bir Dünyalı!

Çocuğunuzun matematikle arasının iyi olmasını istiyor, bunun için neler yapabileceğinizi merak ediyorsunuz değil mi? Bunun ilk adımı kendinize dönüp benim matematikle ilgili tutumum nasıl diye bakmaktan geçiyor. Eğer içten içe matematik ile ilgili olumsuz hisleriniz varsa yazının devamını bunları bir köşeye bırakıp okumanızı öneririz.

Çocuklar yaparak, yaşayarak ve deneyerek öğrenmeye daha yatkındır. Çocukların matematiğin hayattan bağımsız ayrı bir dünya olduğu ile ilgili görüş geliştirmeleri matematik ile arasında olumsuz bir set oluşturabilir. Bunun yerine çocuğun hayatındaki matematiksel uyaranları arttırmak onun matematiği yaşamın içinde keşfetmesini kolaylaştıracaktır.

Çevreden alınacak olumsuz uyaranlar önyargı oluşturabilir.

Çocuklar önyargılarla doğmazlar, onları öğrenirler. Bu yüzden gelişim evrelerinde çocuklara matematiğin zorluğu, karmaşıklığı veya matematiği yapamayacakları mesajını vermekten kaçınmalıyız. Bunun yerine matematiğe karşı olumlu duygu oluşturacak cümleler kurmak çocuğun ilgisini tetikleyici olabilir.

Hayatın içindeki matematik ile tanıştırın.

Yetişkinler olarak her ne kadar hayat rutininde bunu farkındalıkla yapmasak da aslında her gün matematikle ilgili birçok iş gerçekleştiriyoruz. Markette, pazarda alışveriş yaparken dört işlem; evimizi dekore ederken geometri, yemek yaparken oran orantı gibi birçok rutin işte matematiğin dallarını kullanıyoruz. Bunları çocuğun hayatında da belirginleştirerek çocuğun matematiğe aşinalığını arttırabiliriz.

Peki ama nasıl?

Bir çocuğun her bir beceriyi kazanabilmesi için en uygun yöntem şüphesiz ki oyundur. Çocuklara matematiği sevdirecek birkaç önerimiz tabii ki olacak 😊

Pazar yeri: Ev ortamında bir pazar yeri kurarak çocuğun bütçe, para üstü, azlık çokluk ilişkisi, sayı sayma gibi birçok beceriyi kazanmasına yardımcı olabilirsiniz.

Alışveriş: Bir market alışverişinde onun da bütçesini belirleyerek alacağı ürünleri hesaplayabilmesini sağlayabilirsiniz. Sizin alışverişinizde “Bu poşete 6 tane elma koyabilir misin?”, “Bunun büyüğünü/küçüğünü alalım. Bulabilir misin?” gibi sorular sorarak matematikle günlük hayatta da aşina olmasını sağlayabilirsiniz.

Kumbara: Çocuğunuzun bir kumbarası olsun. İstediği bir şeyi alabilmek için birikim yaparken her para eklemesinde kaç lirası olduğunu, kaç liraya daha ihtiyacı olduğunu, ne kadar sürede tamamlayabileceğini sorabilirsiniz.

Spor Müsabakaları: Televizyondan ya da tribünden çocuğunuzla bir müsabaka izlerken kazanılan sayılardan ya da aralarındaki sayı farkından bahsedebilirsiniz. Oyun alanının şekli ve uzunluğu hakkında konuşarak veya bitişe kalan süreyi sayarak farkında bile olmadan çocuğunuza matematiksel düşünmeyi öğretebilirsiniz.

Mutfak: Beraber bir kek yaparken tüm malzemeleri hazırlayın. “Eğer ben 2 yumurta değil de 4 yumurta kullanırsam ne yapmam gerekir?” gibi sorularla çocuğunuzu matematiksel düşünmeye teşvik edebilirsiniz.

Legolar: Legolar çocukları üç boyutlu düşünme becerisi, yapı oluşturma, eşleştirme, büyüklük küçüklük ilişkisi kurma, yaratıcı düşünme gibi birçok alanda geliştiren bir oyundur.

Çocuğunuzun matematiği sevmesi için en önemlisi ise özgüvenidir. Onun matematik konusundaki özgüvenini geliştirmek için cesaretlendirici cümleler kurabilir ve bu konudaki ilgisini takdir edebilirsiniz. Unutmayın: siz inanırsanız, onlar da inanır.