Yenidoğan Bebek Bakımı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Klinik Psikolog Elif Tacar, 4 Mart 2022Ebeveynliğe hoşgeldiniz. 9 aylık hamilelik sürecinin ardından başlayan hayatın “ilk 28 günü” yeni doğan dönemi olarak adlandırılır. Bebeğinizin yeni bir dünyaya adım attığı bu dönemde anne, babalar ve bakım verenleri olarak sizleri bekleyen birçok değişiklik olacak. Yeni doğan bebeğinizle iletişim kurmanızı kolaylaştıracak ilginç bilgiler, bebeğinizin ilk 28 gününde ihtiyaçları ve bilmeniz gerekenleri bu yazıda sizler için derledik.
Ebeveynliğin ilk günlerinde sizi neler bekliyor?
Ebeveynliğin ilk günleri yeni anne-babalar için stresli olsa da aynı zamanda çok keyifli bir süreçtir. Bebeğinizi emzirmek, banyo yaptırmak, altını değiştirmek, gazını çıkartmak, bölünen gece uykuları, ağlayan bebeğinizi sakinleştirmek gibi birçok yeni duruma adapte oluyorsunuz. Yeni doğan bebeğinizin yoğun ilgi ve bakım ihtiyacı, değişen ev düzeni ve hormonal değişiklikler sebebiyle bu dönemde kaygılı ve bunalmış hissetmeniz olağan bir durumdur. Ama merak etmeyin, bu geçici bir süreçtir. Bu durumlarda çevrenizden ve yakınlarınızdan alacağınız sosyal destek sizi rahatlatabilir.
Bebeğiniz henüz hiçbir şey anlamıyor gibi görünse de bu dönemde dış dünyayı anlamak ve buna uyum sağlamak için beyni ve duyuları hızla gelişir. Ses tonunuz, dokunuşunuz, vücut hareketleriniz ve mimikleriniz ile ona güvende olduğunu hissettirmeniz gelişimi için çok önemlidir. Bebeğinizin güvenli büyüyebilmek için sakin, huzurlu ve sevgi dolu bir ortama ihtiyaç duyar. Eşlerin birbirlerine sevgi, anlayış ve sabır göstermeleri, bebek bakımı ve ev işlerinde sorumlulukları adil biçimde paylaşmaları bu süreci kolaylaştıracaktır.
Yeni Doğan Bebeğinizle İletişim Kurma Yolları
1. Bebeğinizle iletişim anne karnındayken başlar.
Bebekler, anne rahminde yaklaşık 17. hafta itibariyle başta anne sesi olmak üzere diğer sesleri işitmeye, 5. aydan itibaren ana rahminden size yanıt vermeye başlar. Gebeliğin yaklaşık 21. haftasından itibaren bebeğiniz gülümsemeye, esnemeye ve tekme atmaya başlıyor. İşte bu sebeple, bebeğinizle bol bol konuşmanız, kitap okumanız, şarkı söylemeniz, müzik dinletmeniz sizi tanıması, bağ kurması için faydalıdır. Birkaç ay sonra doğacağı dış dünyayı öğrenmesi ve keşfetmesi açısından bu uyaranlar önemlidir. Bebeğinizin varlığını öğrendiğiniz ilk andan itibaren onunla konuşmanız, kitap okumanız bebeğinizin hem duygusal hem de zihinsel gelişimine katkı sağlar. Ritmik ve sakin bir ses tonuyla konuşmanız veya şarkılar söylemeniz onu rahatlatırken, yeni kelimeleri kolay öğrenmesi açısından da çok fayda sağlamaktadır. Bebeğinizin en sevdiği sesler anne-babasının sesidir ve küçük bebeğiniz ona şarkı söylemenize bayılır!
2015 yılında İskoçya’da bir üniversitede 21 ila 33 haftalık hamilelerde yapılan bir araştırmada ilginç sonuçlara ulaşılmıştır. Bu araştırmada anneler çok hafif baskıyla karınlarını okşayarak bebeklerine masallar okumuşlardır. Fetüsler tarayıcılarla incelendiklerinde annelerinin seslerini işittiklerinde sakinleşerek rahatladıkları gözlemlenmiştir. Anneler karınlarını okşadıklarında bebeklerin annelerine tepki vermek amacıyla kollarını, başlarını ve ağızlarını hareket ettirdikleri gözlemlenmiştir. Ortamda hiçbir tanıdık ses veya temas olmadığında ise fetüsler daha az hareket etmişlerdir. (The Scotsman, 2015)
2. Bebeğinizi kucağınıza aldığınız ilk andan itibaren karşılıklı ilk bakış, dokunuş, öpücük, emzirme ve sesler ile iletişim kurmaya başlayacaksınız.
Doğumdan sonraki günlerde bebeğiniz sizi görmeye iyice alışacak ve yüzünüze odaklanmaya başlayacaktır. Bebeğinizle sakin ve sevgi dolu konuşmanız,kendisini güvende ve huzurlu hissetmesine yardımcı olacaktır. Bebeğinizle diyalog kurarken bebeğinizin ismiyle hitap etmeniz de fayda var. Bebekler 4-8 aylık olduklarında kendi isimlerini tanımaya başlarlar ve tepki verirler. Başlarını size çevirip bakarlar ve gülümserler.
3. Bebeğiniz doğumdan sonra, çok kısa sürede anne kokusunu tanımaya başlar.
Bebek, annesinin sütünü başkasının sütünden yine bu koku duyusu sayesinde ayırt edebilir. Hatta bebeğiniz daha anne karnındayken koku ve tat duyusu gelişmeye başlar ve kendi doğal kokunuzu sevecek şekilde büyüyecektir. Sizin doğal kokunuza alışık olarak büyüdüğü için kucağınızda yatmaktan büyük huzur bulurlar. Bebeğiniz huzursuz olduğunda ona sarılmanız, vücudunuza yakın tutmanız doğal vücut kokunuzu alarak onu sakinleştirmeye ve yatıştırmaya yardımcı olabilir. Minik bebeğinizin en sevdiği koku sizin kokunuzdur! Bu nedenle, yeni doğan bebeğinizle ilk aylarda kokulu parfümler kullanmaktan kaçınmalısınız. Bunlara ek olarak, bebekler doğduktan yaklaşık 2-3 gün sonra onlara ağır gelen ve sevmedikleri kokulardan başlarını diğer yana çevirerek uzaklaşmaya çalışırlar.
4. Evi tanıması için kısa bir ev turu yapın.
Bebeğinizi hastaneden alıp eve getirdiğinizde küçük bir ev turu yapabilirsiniz. Yaşayacağı evinizi tanıtıp, odasını gezdirip odalarda neler yapıldığını anlatabilirsiniz. “Bebek zaten birkaç saat önce doğdu, ev gezmesinden veya konuşmalarımdan ne anlar?” diye düşünmeyin. Bebeğin yaşayacağı çevreyi keşfetmesi beyin gelişimi açısından çok yararlıdır. Beyninde nöronlar arasında yeni bağlantılar kurulurken konuşma becerileri kazanmasına yardımcı olur.
5. İhtiyaçlarını zamanında karşılamaya çalışın.
Yeni doğan bebeklerle iletişim kurmanın en önemli yolu, onların ihtiyaçlarını karşılamaktan geçmektedir. Yenidoğan bebekler, fizyolojik ihtiyaçlarını ve duygularını ağlayarak ifade ederler. Acıkmış, susamış olduğunu, acıyan bir yerlerinin olduğunu, bezlerinin kirli olduğunu, gaz sancısı çektiklerini, huzursuz olduklarını, yorgun olduklarını veya uykularının geldiğini ağlayarak anlatırlar. Bebeğiniz ağladığında olabildiğince hızlı şekilde yanıt vermeniz güvenli bağlanma için önemlidir. Ağlamaya başladığında onunla hemen ilgilenmeniz, sizin yanınızda güvende hissetmesini ve rahatlamasını sağlayacaktır. Bebeğinizin beğendiği ve beğenmediği şeylere uyum sağlamak aynı zamanda bebeğinizin farklı ağlamalarına dikkat etmek ne istediğini anlamanıza yardımcı olabilir.
6. Bebeğinizle bol bol konuşun.
Anne sesinin daha rahimden itibaren bebekler üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğundan bahsetmiştik. Bu etki doğumdan sonra da devam eder. Ayrıca yapılan araştırmalar bebeklerin ilk yıllarda duydukları kelime sayısının gelecek yıllardaki iletişim becerileri ve hatta akademik başarını etkilediğini göstermektedir. Bebeğinizin ilk günlerde, haftalarda ve takip eden aylarda daha çok kelime duyması çocuğunuzun gelecek yıllarda okula başladığında daha güzel iletişim becerilerine sahip olmasına, okuma, anlama ve dinleme becerilerine katkı sağladığı bulunmuştur. Ayrıca konuşurken göz teması kurmak bebeğinizin gelişimi için en temel yapıştaşlarından biridir.
7. Bebeğinizi rahatlatacak aktiviteleri keşfedin.
Bebeğiniz huzursuz olduğunda onu rahatlatmanız önemlidir. Onlara anne karnının tanıdık ortamını hatırlatmak çocu zaman sakinleşmelerine yardımcı olur. Bazı bebekler sallanma veya odanın içinde ileri geri yürüme gibi ritmik hareketlerle rahatlarken, bazıları hafif müzik veya elektrikli süpürge uğultusu gibi seslere tepki verir. Bu dönemde bebeğinizi en iyi neyin rahatlattığını bulmak biraz zaman alabilir. Bebeğinizi tanımak için kendinize zaman verin ve size iyi hissettiren farklı yöntemler denemekten çekinmeyin.
Bebeklerin ilk aylarda rahimde gibi hissedebilmesi için 5 temel yöntem:
- 1.
Kundaklama (Sarmalanmışlık hissi): Kollardan sıkı, bacaklar esnek.
- 2.
Yan ya da yüzükoyun tutuş: Uyutmak için değil sakinleştirmek için.
- 3.
Beyaz gürültü sesi yani White Noise. (Elektrikli süpürge sesi, radyo ve televizyon parazit sesi, fön makinesi sesi, aspiratör sesi, vantilatör sesi, giden araba sesi, uğultu sesi vb.)
- 4.
Sallanma (Ritmik ve monoton)
- 5.
Emme (Meme, parmak, emzik)
Bu 5S yöntemi (Swaddle, Side or Stomach Position, Shush, Swing, Suck) ile amaç, sakinleşme refleksini harekete geçirerek, huysuz ve ağlayan bebeğinizi sakinleştirmektir (Dr. Harvey Karp, Mahallenin En Mutlu Bebeğinin Uyku Kitabı, 2014).
8. Kolik bebekleri sakinleştirmek için beyaz gürültüleri deneyin.
3-4 aydan küçük bebeklerde, haftada en az 3 gün boyunca ve gün içinde yaklaşık 3 saat süren ağlama nöbetleri varsa ve bu ağlama nöbetlerine kasılma ve huzursuzluk eşlik ediyorsa bu bebekler Kolik Bebekler olarak adlandırılırlar. İnfantil kolik (gaz sancısı) olan bebeklerde beyaz gürültü sesinin sakinleştirme ve uykuya geçişi kolaylaştırma etkisi saptanmıştır. Beyaz gürültülerin aynı zaman aşı gibi ağrılı uygulamalar sırasında dinletildiğinde bebeğin ağrı şiddeti ve ağlama süresinin azaldığı çalışmalarla gösterilmiştir.
Beyaz gürültü sesi bebeklerin kendilerini hala anne karnındaymış gibi hissettirdiği için sakinleştirici ve huzur verici bir etkiye sahiptir. Bu uğultu dışarıdan gelen sesler üzerinde maskeleme etkisi yaparak bebeğin herhangi bir sesli uyaran ile uykusunun bölünmesi de engellenmiş olur. Tolkido Akıllı Uyku Arkadaşım setinde yer alan Uyku Sesleri kartı, ihtiyacınız olan tüm sesleri güvenli bir şekilde bebeğinize dinletmenizi sağlar. Beyaz gürültü seslerini dinletirken 50 dB’in altında olmasına dikkat etmek gerekir çünkü 85 dB’in üstü seslerin bebeklerin ileriki yaşlarında konuşma ve işitme problemlerine yol açabildiği bulunmuştur.
9. Göz teması kurmaya özen gösterin.
Göz kontağı kurmak insanlar arasındaki iletişim ağı kurmanın en büyük ve en güçlü kaynağıdır. Bebekler için de ebeveynleriyle göz teması kurmak onların gelişimleri için en önemli yapı taşlarından birisidir. Bebekler göz teması aracılığıyla “Sosyal Çevre” ve “Duygular” hakkında bilgi edinir ve duygusal bağ kurabilir. Bebeklerin, doğduktan 7 saat sonra annelerinin yüzlerini dikkatle incelemeye başladıkları ve onların mimiklerini taklit ettikleri gözlemlenmiştir.
Bebeğinizle karşılıklı göz teması kurmak, bebeklerin “Erken bağlanma” ve “Bağ kurmasında” duygusal gelişimleri için önemli rol oynar. Bebekler göz teması ile duygular hakkında bağlantılar kurar. Gülümseme gördüğünde mutluluğun ve sevilmenin ne anlama geldiğinin bağlantısı kuracaktır. Sevildiğini ve güvende olduğunu bilmek onu rahatlatacaktır. Ek olarak göz teması kurduğunuzda, duyduğu ses ile sesin kimden geldiği arasındaki ses ve kişi bağlantısını kuracaktır.
10. Bebeğinizi, ona uygun görsel uyaranlarla besleyin.
Yeni doğan bebeklerin görüş alanları çok sınırlıdır ve sadece 20-30 cm ilerisine kadar net görebilirler. 30 cm’in ilerisindeki bütün nesneler onlar için ışık, şekil ve hareket bulanıklığıdır. İlginçtir ki bu mesafe, bebeğinizi emzirirken kucağınızdaki mesafeye denk gelmektedir. Bebekler, onlar için bu hayattaki en önemli kişiyi, yani annelerini en net şekilde görmektedirler. Bu nedenle emzirirken, gülümseyerek bebeğinizin gözlerine bakmanızdan mutlu olacaktır. Yeni doğanlar yuvarlak şekillere, yüzlere, yüzün üst kısmı olan gözlere ve alın bölgesine, beyaz ve siyah gibi yüksek kontrasta sahip kenarlıklı yuvarlak şekillere ve kalın çizgilere bakmayı daha çok severler ve onlara bakmayı tercih ederler. Yüzüne 20-30 mesafede durarak onunla konuşmak veya yüksek kontrastlı, yuvarlak nesneleri göstermek görsel algısını bekleyecektir.
11. Yeni doğan bebekler ilk zamanlarda sadece siyah-beyaz ve grinin tonlarını görmektedirler.
Siyah-beyazdan sonra ilk olarak kırmızı rengini görmeye başlarlar bu da yaklaşık 4. aydan itibaren başlar. 6 ay civarıyla da diğer ana renkleri görmeye başlarlar. Mavi ve mor renkleri görmeleri biraz daha uzun sürer. Çünkü, mavi ışık daha kısa dalga boylarına sahiptir ve insan retinasında mavi ışık için daha az renk reseptörü bulunmaktadır.
Bebeğinizin ilk 3 ayda “Görsel Algılaması”nı Artıracak Tavsiyeler
- 1.
Göz kontağını canlı tutmaya özen gösterin. Böylece bebeğinizle aranızda kurulan duygusal bağ kuvvetlenecektir.
- 2.
Sabit duran nesneler yerine hareket eden, dönen nesneler gösterin. Bebekler hareketli nesnelere bakmayı sabit nesnelere göre daha çok tercih ederler.
- 3.
Oyun oynarken yüksek kontrastlı, yumuşak kenarlı ve yuvarlak cisimleri tercih edin.
- 4.
Bebeğinizin odasına değişik objeler öğrenebilmesi için yeni nesneler ekleyebilirsiniz. Ayrıca, dikkatini artırmak için ve bu nesnelerin yerlerini belli aralıklara değiştirebilirsiniz.
- 5.
Bebeğiniz uyurken görsel uyarıcı olarak gece lambası yakmanızda fayda var, bebekler gece uyandığında görsel uyarılara açıktırlar.
- 6.
Bebeğinizin oyuncaklarını 20 ila 25 cm arasında tutmanız bebeğinizin oyuncaklara daha net odaklanmasını sağlarken onlara dokunmasına ve yakalamasına olanak sağlar.
- 7.
Bebeğinizle oynarken değişik açılar görmesi için yatma pozisyonlarını değiştirebilir, emzirme sırasında sağ ve sol tarafa çevirerek sizi farklı açılardan görmesini sağlayabilirsiniz.
Yeni doğan sürecindeki ebeveyn çocuk ilişkisi biriciktir. Önemli olan bebeğinizle bu dünyada tanıştığınız ilk andan itibaren size özel sağlıklı ve sevgi dolu bir iletişim kurmaya çalışmak.
Bebeğinizin ihtiyaçlarını ve isteklerini anlamaya çalıştığınız bu dönemde zaman zaman sizin de bu sürece özel ihtiyaçlarınızın oluşabileceğini ve bunun bir eksiklik olmadığını unutmayın. Sağlıklı ve mutlu günler.